A'mak-ı Hayal... Yazarı Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi...
Kitapla bir alakası yok ama merak ettim "Şehbenderzade" ne demek diye. Şehbender, konsolos demekmiş... Konsolos Süleyman Bey'in oğlu olduğu için Şehbenderzade denmiş...
A'mak-ı Hayal, masal-hikaye karışımı tasavvufi bir eser. İki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, eserin kahramanı olan Raci'nin Hatıratı anlatılıyor.. İkinci bölümde ise Raci'nin aklını yitirmesi ve Manisa Tımarhanesi'nde yaşadıkları anlatılıyor..
Raci, dindar bir anne tarafından iyi yetiştirilmiş, inancı kuvvetli bir gençtir. Fakat eğitimini bitirip bilgisini artırmak için birçok kitap okuduktan sonra şüpheye düşer.. Bu şüpheden kurtulmak için maddi ve manevi ilimlerde ilerlemiş alimlerle görüşür.. Onlar da aklındaki şüpheden kurtaramaz Raci'yi. Bir gün şehir mezarlığından geçerken ney üfleyen Aynalı Dede ile karşılaşır. Oturup Aynalı Dede ile sohbete başlar; bir süre sonra kendinden geçer.. Hayaller alemine dalar.. Dokuz gün boyunca hayallerden hayallere koşar Raci.. Dokuzuncu gün uyandığında Aynalı Dede yoktur; birçok sorusunun cevabını almıştır. Ama Aynalı Dede'yi kaybetmiştir.. Onu aramak için yollara düşer, aklını kaybeder ve Manisa Tımarhanesi'ne düşer.. Nitekim Aynalı Dede de tımarhaneye düşmüştür; ölürken Kuran-ı Kerim'ini ve fincan takımını miras olarak Raci'ye bırakmıştır.. Daha sonra Raci tımarhaneden çıkar ve kendisine danışılan bir alim olur..
A'mak-ı Hayal kitaplığımızda duruyordu ama okumak hiç aklıma gelmemişti. Bir gün Harun ve arkadaşları bu kitapla ilgili konuşurken kitabı merak ettim.. Ve en kısa zamanda da okumaya karar verdim. İlk bölümünü okuması çok keyifliydi.. Her gün başka bir macera ve bir sorunun cevabı.. Bazen şaşırdığım ve ne kadar doğru dediğim yerler vardı.. Ama ikinci bölümünde biraz sıkıldığımı söyleyebilirim.. Yine de okunması gereken harika bir kitap.. Ben ikinci defa okumak istiyorum iyice sindire sindire..